2 Ocak 2015 Cuma

O öyle,sen şöyle,ben böyle...

Bi süre önce elle dergisinin ilham veren kadın yarışmasında

güzel sürpriz hediyelerle ödüllendirdiği yazım :)



İnsanlar vardır... Hayatta elle tutulacak herşeye sahip

olduklarında mutlu olacaklarını sanan.Bunlardan kimileri 

zaman zaman mutlu olmuştur ve olacaktır da...Aynadaki

yüz öyle söylemese de,bozmayalım öyle sansınlar


Bir de başka türlü insanlar vardır...

Çocuk yaşta annelerini kaybedip,ergenliğe dahi 

girmeden evlendirilmek zorunda kalan...Bırakın altın 

bilezikleri,pırlantaları; giyecek sağlam çorapları,yiyecek 

ekmekleri,hatta sığınacak kucakları olmayan... İşte bu

kadınlardan biriydi benim güleç yüzlü rahmetli ninem... 

Öldüğünde bile yüzü gülüyordu,eminim...

Şimdilerde moda cümleler var evrene olumlu mesaj

gönderiyoruz,çakralar aşağı taklalar yukarı... "Karma"cı 

geçiniyoruz hepimiz:) Ben de sürekli olumlu bakmaya

çalışan ve ciddi zorlukların sonuçlarına her türlü inatla

katlanacağım diyen biriyim.Fakat işte bu okuduğumuz 

bloglardan,aldığımız eğitimlerden,zoraki uygulamaya

çalıştığımız düşünce tekniklerinden çok çok daha öte bir

şey aslına bakarsanız.Gerçekten içinden gelecek, içinde

hissedeceksin o enerjiyi,o gücü...İsteyecek ve inanacaksın.

İşte ninem öyleydi...Sanki istese dünyaya hükmedecek

güçteydi bana göre.Gözlerindeki o çileli

bakışlara,yüzündeki o derin çizgilere rağmen elinde bir şişe 

gül suyu ile gelir "kokla kokla,rahat uyursun" derdi .


Sanki dünyanın yükünü sırtlanan o değil de benmişim gibi

,şaşırırdım...Sürekli ağzından düşmeyen kelime" Napıcan

yavrum,o öyle,sen şöyle,ben de böyleyim işte..."Tüm

küsleri barıştırırdı bu laf...

Yıllar boyu herkesi olduğu gibi kabullenmem gerektiğini

söylermiş , anlamazmışım.Ki yıllar geçtikçe herkesi olduğu

gibi kabul edip değiştirmeye çalışmadıkça hem iş hem aşk 

hem de sosyal hayatım da hep kazanan ben oldum...

Zora düştüğümde hep onun güzel ders niteliğindeki sözleri

aklıma gelir,gülümserim.Ve bir bakmışım sanki ninem 

elinde sihirli bir değnekle gelmiş işlerimi düzeltmiş,elleri 

hamurlu oradan gülümsüyor.Lafı gelmişken onun elinin 

değdiği hamur bile sihir dolardı sanki.Aynısını,aynı ölçülerle

kim yapsa ,aynı tat aynı lezzet olmazdı."Rica eder

konuşursan pek tatlı olur"derdi,inanmazdım...

Son olarak ninemin,hayat felsefem olan iki incisi daha 

var.Okuyabilme fırsatı olsa dönemin filozofu olurmuş kesin.

Bunlardan ilki;"Sarımsağı gelin etmişler kırk gün kokusu 

çıkmamış" ve diğeri de"İşkilli kıç tingilder " Büyük sırrı

öğrendiğinize göre size tavsiyem; şimdi biraz da siz ninemin

incilerine kafa yorup hayat felsefesi yapın,benim gibi hayat

boyu siz de kazanın...Ve kafanıza tokadan başka bir şey 

takmayın

Ne de olsa o öyle,sen şöyle,ben de böyleyim işte





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder