26 Mayıs 2015 Salı

Bir metro günlüğü



Önce sarı okların önünde bekledim.
Kurnazlık yaptığını zanneden birçoğu yeşil okların uzerinde bekleyip kapılar açıldığında hurra içeri daldılar.Yine!..
"Kimsenin özel alanına girmemek adına yürüyen merdivenlerde dahi azami basamağı bosluk bırakmak mı doğruydu,bu mu ?" diye düşünmeden de edemedim.
Oldum olası toplu taşıma araçlarında tutunmak için yapılan metallerin sıcak olmasından midem bulanmıştır zaten.
Kapı kapanmadan önce son binen kişi olarak  metroda yerimi almıştım.
Tutunmak zorundaydım ve metal yine sıcaktı!.
Benden önce kim tutmustu o metali asla bilmek istemeyeceğim!
Bu arada öküz öküz insanlar inmeden içeri girmeye çalışan iki hödüğün konuşmasına tanık oldum.
"Lan oğlum sana kız mı yok!"muhabbetleri dönüyordu.
Baktım benim durak,nasılsa ineceğim dedim,tutamadım kendimi;
 "La oglum sana kız mı var,git ozur dile bence"deyip kapıdan dışarı çıktım.
Ve  ben inmeden iceriye atlamaya çalışan 7 aylıkların mesai saatleri halen  bitmemişti.
Hayırlı işler deyip gülerek uzaklaştım.